Bizi Takip Edin!
Dil Seçimi:

Konkordato Kesin Mühlet Kararı

11.04.2020

1) Kesin Mühlet Yargılaması

Konkordatoya başvuran borçlu hakkında, daha önceden verilen geçici mühletin tamamlanmasına müteakip, kesin mühlet kararı verilebilir. Konkordato yargılamasında kesin mühlet kararı, başvuru ile birlikte doğrudan verilmeyip, kanun sistematiğine uygun olarak, ancak geçici mühletin tamamlanması sonrasında verilebilmektedir. Kesin mühlet kararı verilebilmesi için, borçlu veya komiserler tarafından böyle bir talep olmasına da gerek yoktur. Zira yargılamayı yürüten mahkeme, re’sen yapacağı inceleme neticesinde, gerekli koşulların sağlandığını tespit ederse, kesin mühlet kararı verebilecektir.

Kesin mühlet kararının, henüz geçici mühlet tamamlanmamış iken yapılacak yargılama neticesinde verilmesi gerekmektedir. Bu süreçte yargılamayı yapacak mahkeme ise, değişiklik göstermeyip geçici mühlet kararını veren mahkemenin kendisidir. Mahkeme geçici mühletin tamamlandığı tarihi baz alarak, kesin mühletin başladığı tarihi belirleyecektir.

Yargılamayı yürüten Asliye Ticaret Mahkemesi, İİK. 289/3. Maddesi uyarınca, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olabileceği kanaatine sahip olduğu takdirde, bir yıllık kesin mühlet verecektir. Bu sürenin tamamlanması halinde, şayet güçlük arz eden özel bir durum meydana gelirse, borçlu veya konkordato komiseri tarafından kesin mühletin altı ay süreye kadar uzatılması mahkemeden talep edilebilir. Kesin mühletin uzatılması talebi, kesin mühlet sona ermeden yapılması gerekir.

Konkordato mühlet verilmesi, komiser atanması ve konkordato tasdik yargılaması HMK. 382/2,f-6 madde fıkrası uyarınca basit yargılama usulüne tâbidir. Bu durumun doğal sonucu olarak, yapılacak yargılamada hâkim re’sen araştırma yaparak gerekli hususların toplatılmasını isteyebilecektir.

Konkordato geçici mühlet verilmesi ile oluşturulan konkordato komiserler kurulu, geçici mühlet zarfında meydana gelen gelişmeleri bir rapor haline getirerek, kesin mühlet yargılamasını yürütecek mahkemeye sunmakla görevlidir. Mahkeme ise kesin mühlet kararı yargılamasında bu rapordaki hususları göz önüne alacaktır. Konkordato komiserleri, mahkemeye sunacakları rapor dışında, eğer mahkeme tarafından gerekli görülürse, başkaca beyanlarını iletmek üzere duruşmada hazır bulunabilirler.

Mahkeme kesin mühlet yargılamasında, borçluyu duruşmaya davet eder. Eğer konkordato talebinde bulunan bir alacaklı ise, bu alacaklıyı da duruşmaya katılması yönünde mahkeme tarafından davet gönderilir. Mahkeme yapacağı yargılamada, itirazda bulunan alacaklıların itiraz sebeplerini de kanun gereği dikkate almak zorundadır (İİK. 289/2).

Yürütülen yargılama neticesinde verilecek kesin mühlet kararına karşı kanun yolu kapalıdır. Dolayısıyla, verilen karara karşı alacaklılar kanun yoluna başvuramayacağından, bu mühlet kararı kesinlik arz eder. Bu nedenle, alacaklıların menfaatleri bu durumdan etkilenebileceğinden, yapılacak duruşmada itirazda bulunan alacaklıların itiraz sebepleri kanun gereği göz önüne alınması gerekir. Doktrinde bazı müellifler ise, alacaklıların bir de duruşmada dinlenmesi gerektiğini ayrıca ifade etmektedir.

2) Kesin Mühlet Verilmesinin Şartları

Konkordato geçici komiserleri tarafından İİK. 289/2 maddesi gereği mahkemeye sunulacak raporda, geçici mühlet prosedürü işlerken ki gelişmelerin olumsuz seyrettiği belirtilir ve mahkeme tarafından konkordatonun başarıya ulaşma şansının bulunmadığı yönünde bir kanaati oluşursa, konkordato kesin mühlet kararı verilmeyecektir. Bu nedenle, kesin mühlet kararı verilebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşabileceği yönünde bir kanaatin mahkemede oluşması gerekmektedir. Zira bu kanaatin oluşması İİK.289/3 maddesi gereği kesin mühleti verilmesinin esas koşuludur. Bu kanaatin oluşmasında, geçici komiserler tarafından hazırlanan raporunda etkisi olduğunu bilenen bir gerçektir. Bu nedenle komiserler yükümlülükleri gereği raporu hazırlarken somut gerekçelere dayanmalıdır.

Kesin mühletin verilebilmesi için kabul edilen “Konkordatonun Başarıya Ulaşmasının Mümkün Olması” koşulunda kastedilenin ne olduğu 7101 s. Kanundaki ilgili madde gerekçesinde ifade edilmektedir. Anılan gerekçeye göre; “Konkordatonun başarıya ulaşması ile kastedilen husus, konkordato talebinde bulunanın mali durumunun düzelmesinin mümkün olup olmadığı veya konkordato teklifinin tasdiki şartlarının yerine gelip gelemeyeceğidir.”

Konkordato mühleti verilmesi için daha evvel aranan bazı koşullara, yeni kanun düzenlemelerinde yer verilmemiştir. Daha evvelki koşullardan biri olan “ Alacaklıları Zarara Sokma Kastından Ari Olması” koşulu 2018 yılında düzenlenen 7101 sayılı Kanunda yer almamıştır. Aynı şekilde, “Dürüstlük Koşulu” ve “Yüzde Elli Ödeme Teklifinde Bulunulması” koşulları da 2003 yılında düzenlenen 4949 sayılı kanun düzenlemesi yer almamıştır. Dolayısıyla günümüzde, kesin mühlet verilmesi açısından, “Konkordatonun Başarıya Ulaşmasının Mümkün Olması” koşulu sağlanması gerektiği kabul edilmiştir. Bununla birlikte doktrinde bazı müellifler “Dürüstlük” koşulunu aranmaya devam etmesi gerektiğini ayrıca belirtmektedir.

3) Kesin Mühletin İlânı

Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kesin mühlet kararı, İİK. 288. Maddesinde düzenlenen usule göre ilân edilmesi gerekir. Yapılacak ilân, alacaklıların ve diğer üçüncü kişilerin borçlu hakkında kesin mühlet kararı verildiğinden haberdar olması açısından önemlidir. Yapılacak bu ilânın, Tapu Müdürlüğü, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Vergi Dairesi gibi gerek duyulan ilgili yerlere ayrıca bildirilmesi gerekir.

4) Alacakların Kaydedilmesi

Konkordato kesin mühlet kararı verilmesi sonrasında, mahkemece belirlenen komiser veya komiserler tarafından İİK. 288. Madde düzenlemesindeki usule göre bir ilân yapılması gerekir. Yapılacak bu ilân ile alacaklılar, ilân tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Yapılacak bu ilanla alacak bildiriminde bulunulması amaçlandığından, adresi belli olan alacaklılara, bu ilânın bir suretinin posta yolu ile gönderilmesi gerekmektedir (İİK. 299).

Yapılacak bu ilâna rağmen, ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde alacak bildiriminde bulunmayan alacaklılar, konkordato projesinin müzakerelerinde bulunamazlar. Alacaklılar, belirtilen süre içinde, alacaklı oldukları tutarları ve dayanaklarını konkordato komiserine beyan etmesi gerekecektir. Ancak, yalnızca borçluya konkordato mühleti verilmeden önce veya konkordato mühleti verilmiş olmakla komiser onayı bulunmadan doğan alacaklar hakkında bildirimde bulunulabilecektir. Rehinli veya imtiyazlı alacaklılar da komiserlere durumlarını belirterek beyanda bulunması gerekir.

Yapılacak ilânla birlikte süresi içinde alacak bildiriminde bulunulmamasının sonucu, alacaklıların konkordato projesinin müzakerelerine katılamayacak olmasıdır. Bunun dışında bu alacaklılar, alacaklarına ilişkin hak kaybına uğramazlar. Söz konusu alacaklar, konkordato da kabul edilen şartlara göre talep edilebilir.

Alacaklılar tarafından süresinde yapılan alacak bildirimleri, konkordato komiseri tarafından kaydedilir. Komiserin bildirilen alacağı reddetme gibi bir yetkisi yoktur. Komiserin burada yapması gereken, İİK. 300. Maddesi uyarınca, bildirilen alacaklar hakkında beyanda bulunması için borçluya davet göndermek olacaktır. Borçlu davet üzerine, komiserlere bildirilen alacaklar hakkında gerekli açıklamalarda bulunabilir. Yine aynı madde düzenlemesine göre komiser, bildirilen alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini İİK. 302. Madde gereği vereceği raporda belirtmesi gerekir (İİK. 300).

Bahsi geçen ilân üzerine, süresinde yapılacak alacak bildirimine karşı, alacağı nizalı (çekişmeli) hale getirme yetkisi, iflas müessesesinden farklı olarak, konkordato da borçluya aittir. Komiserin ise burada alacağı nizalı hale getirme yetkisi bulunmamaktadır. Borçlu tarafından çekişmeli hale getirilen veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına ancak mahkeme karar verir (İİK.302/6).

5) Kesin Mühlet Kararına Karşı Kanun Yolu

Konkordato başvurusu üzerine verilen geçici mühlet kararı, geçici komiserlerin görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve verilen tedbir kararlarına karşı kanun yolunun kapalı olduğu kabul edilmiştir (287/6). Benzer şekilde, kesin mühlet talebi üzerine mahkeme tarafından kesin mühlet kararı verilirse, bu karara karşı alacaklıların kanun yoluna başvurma imkânı bulunmamaktadır.

Alacaklılar tarafından kesin mühlet kararının kaldırılması için mahkemeden talepte bulunulması mümkündür. Ancak, mahkeme alacaklıların bu kaldırma talebini reddederse, alacaklılar bu ret kararına karşı da kanun yoluna başvurma imkânına sahip değildir.

Mahkeme tarafından yapılan inceleme neticesinde, konkordato talebinin reddine karar verilirse, bu durumun beraberinde iflas kararı da verilip verilmediğine göre ayrı değerlendirme yapılması gerekir. Buna göre eğer sadece konkordato talebinin reddine karar verilip iflas kararı verilmez ise, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı, bu ret kararının tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf kanun yoluna başvurabilir. Bu yol izlenerek yapılan başvuruda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar kesinlik arz eder.

Mahkeme, konkordato talebinin reddiyle birlikte aynı zamanda borçlunun iflasına da karar verirse, bu sefer İİK. 164. Madde hükümlerini uygulamak gerekecektir. Buna göre, verilen karara karşı borçlu 10 gün içinde istinaf kanun yoluna başvurabilir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karara karşı da, yine kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde temyiz yoluna başvurma imkânı bulunmaktadır. İflas kararına karşı başvurulan kanun yolu, iflasın ilân edilmesine ve iflas masasının oluşturulması önünde engel oluşturmaz. İflas kararına karşı kanun yoluna başvurulması durumunda, İİK. 164/3 hükmü gereği yalnızca alacaklılar toplantısının yapılamayacağı düzenlenmektedir. Bir başka ifadeyle, iflâs ilânı ve masanın teşkili için, iflas kararının kesinleşmesi gerekmezken, alacaklılar toplantısının yapılabilmesi için iflâs kararının kesinleşmesi gerekmektedir.

6) Kesin Mühletin Uzatılması

Yukarıda da değinildiği üzere, konkordato kesin mühlet yargılaması neticesinde, borçlu yararına 1 yıl konkordato kesin mühlet kararı verilebilir. Ancak, güçlük arz eden özel durumlarda bu süre mahkeme tarafından 6 aya kadar uzatılabilir.

Kesin mühletin uzatılması için konkordato komiseri veya borçlu talepte bulunabilir. Komiser tarafından mühletin uzatılması talebinde bulunulur ise, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli bir rapor hazırlayıp mahkemeye sunması gerekecektir. Bunun dışında borçlu da mühletin uzatılmasını talep edebilir. Ancak, bu durumda mühletin uzatılması konusunda komiserin de görüşü alınması gerekir. Mahkeme, kesin mühletin uzatılması yönünde bir karar vermeden önce, eğer daha önceden oluşturulmuş bir alacaklılar kurulu var ise, bu alacaklılar kurulunun da mühlet uzatılması konusundaki görüşlerini almalıdır.

Kesin mühletin uzatılması talebi, kesin mühlet süresi henüz tamamlanmadan mahkemeye sunulması gerekir. Dolayısıyla, mühletin uzatılmasını talep edecek komiser, kanun gereği hazırlaması gereken gerekçeli raporu kesin mühlet tamamlanmadan yetiştirmelidir. Borçlu, kesin mühlet içerisinde, mühletin uzatılması talebinde bulunup da, borçludan kaynaklı olmayan bir gecikme yaşanırsa, bu durumda borçlunun mühletin kaldırılmasına katlanmak zorunda bırakılmaması gerektiği doktrinde kabul edilmektedir.

Mahkeme tarafından, kesin mühletin uzatılmasına karar verildiğinde, tıpkı kesin mühlet kararında olduğu gibi keyfiyetin, İİK. 288. Madde düzenlemesine göre ilân edilip, ayrıca ilgili yerlere bildirilmesi gerekecektir.

7) Kesin Mühletin Kaldırılması

Konkordato kesin mühletin kaldırılması sebeplerinden ilki, borçlunun mali durumunun düzelmesidir. Bunun dışında, İİK. 292. Madde düzenlemesinde yer alan sebeplerden biri bulunursa bu durumda da kesin mühletin kaldırılması gündeme gelebilir.

Gelinen mevcut mühlet zarfında borçlunun mali durumunun amaçlanan iyileşme düzeyine gelmesi mümkün olabilir. Kanun gereği borçlunun mali durumun düzelmesi ile kesin mühlet ortadan kaldırılarak konkordatonun reddine karar verilmesi gerekecektir. Bu durumda, kesin mühletin kaldırılmasıyla doğal olarak iflas kararı verilmesi nedeni de bulunmaz. Kanun lafzıyla bahsedilen iyileşme kavramı, madde gerekçesinde açıklandığına şekilde, borçlunun alacaklılara tam ve zamanında ödeme yapabilecek şekilde ödeme gücünü kazanması olarak tanımlanmıştır.

Borçlunun konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmeye ulaşması durumunda, komiserin bu yönde bir rapor hazırlayıp mahkemeye sunması gerekecektir. Bunun üzerine mahkeme re’sen inceleme yapıp, uygun görürse konkordato talebinin reddedildiğine hükmedecektir.

Konkordato mühletinin kaldırılıp, konkordato talebinin reddine karar vermesi konusundaki diğer sebepler ise, İİK. 292 madde düzenlemesinde yer almaktadır. Aşağıda aktarılacak sebeplerin oluşması durumunda, komiser tarafından bir rapor hazırlanıp sunulması üzerine, mahkeme tarafından konkordato kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve ayrıca borçlunun iflasına re’sen karar verilecektir. Bu madde hükmünü uygularken, konkordatoya başvuran borçlunun iflasa tabi olup olmama durumuna göre değerlendirme yapmak gerekir.

Konkordatoya başvuran kişi eğer iflasa tabi bir borçlu ise;

a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa,

b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,

c) Borçlu, 297. Maddeye (yani borçlunun mahkemenin izni dışında rehin tesis etmesi, kefil olması, işletmenin devamlı tesisatını devretmesi, ivazsız tasarrufta bulunması) aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa,

d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse,

bu borçlu hakkında, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve ayrıca iflasına karar verilir.

Konkordatoya başvuran kişi eğer iflasa tabi bir borçlu değil ise;

Yukarıda sıralanan (b) ve (c) maddelerindeki aynı durumlar için uygulanır. Yani;

a) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,

b) Borçlu, 297. Maddeye (yani borçlunun mahkemenin izni dışında rehin tesis etmesi, kefil olması, işletmenin devamlı tesisatını devretmesi, ivazsız tasarrufta bulunması) aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa,

iflasa tabi olmayan borçlu hakkında kesin mühletin kaldırılarak konkordatonun reddedilmesi kararı verilecektir.

Mahkeme, tüm bu sebeplerden dolayı kesin mühletin reddine karar vermeden önce, borçluyu, alacaklar kurulunu ve eğer varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet ederek dinlemelidir. Kanun, duruşmaya davet edilebilecek bu kişiler dışında, eğer gerek görülürse mahkemenin diğer alacaklıları da çağırabileceğine cevaz vermektedir.

Diğer Haberler
Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam