Bizi Takip Edin!
Dil Seçimi:

Konkordato Sürecinde Karşılıksız Çek

30.05.2020

Konkordato sürecinde karşılıksız çek keşide edilmesi, çek hesabı sahibinin kim olduğu veya hesapta çekin karşılığını bulundurma sorumluluğunun kime ait olduğu durumlarına göre farklılık göstermektedir. 5941 sayılı Çek Kanunu’na göre kural olarak çekin karşılığını bulundurmak yükümlü kılınan kişi, çek hesabı sahibidir. Eğer bir tüzel kişi çek hesabı sahibi ise, bu durumda tüzel kişiliğin mali işlerinden sorumlu organını oluşturan gerçek kişiler sorumlu tutulmaktadır. Tabi mali yönetim konusunda bir organ meydana getirilmemiş veya böyle bir sorumluluk yüklenmemiş ise, bu durumda yönetim organını oluşturan gerçek şahıslar, çekin karşılığını bulundurma konusunda sorumlu tutulacaktır.

Önceki düzenlemeler de kabahat olarak kabul edilen çekin karşılıksız olması durumu, yeni düzenlemeler ile artık suç olarak tanımlanmaktadır. Karşılıksız çek keşide etme suçu, neticesi harekete bitişik bir suç olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, ileri düzenleme tarihli bir çek keşide edildiğinde, bu suçun oluştuğu anın tespit edilmesi konusunda farklı İstinaf Mahkemesi kararları verilse de, Yargıtay tarafından bu hususun nasıl tespit edileceğine ilişkin bir içtihat oluşturulmuştur. Buna göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun oluştuğu an olarak, banka tarafından karşılıksızdır işleminin yapıldığı an kabul edilmektedir.

Çek Kanunu kapsamında, çekin karşılığını bulundurma sorumluluğunun kimlere ait olduğu açıkça düzenlenmiş olsa da, söz konusu çekin yasal ibraz süresinin konkordato yargılama sürecine denk gelmesi hâlinde, çek karşılığını bankada bulundurma sorumluluğunun borçluya yükletilip yükletilemeyeceği sorunu gündeme gelebilir. Zira konkordato yargılamasını gören mahkeme tarafından, çek hesabının yönetimi, bu hesap üzerinde tasarruf etme gibi yetkiler şirketin ilgili organından alınarak konkordato komiserleri yönetimi ve denetimine verilebilir.

Ayrıca konkordato müessesesinde, borçlunun borçlarını ödeyememe veya ödeyememe tehlikesi altında bulunması hâlinde konkordatoya başvurabileceği ve konkordatonun tasdiki aşamasına kadar, bu önceki borçlar ile konkordato kapsamına alınan borçların ödenmeyeceği ana kural olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla Yargıtay tarafından, konkordato sürecinde ibraz edilen çeklerin karşılıksız işlemine tâbi tutulmasının bir zorunluluk olduğu yaklaşımı benimsenmektedir.

Konkordato yargılamasını gören Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından, komiserlere söz konusu çek hesabı üzerinde yönetimi de kapsayan bir yetki verildiği durumda, komiserler tarafından bankalara, söz konusu çeklerin ibrazı hâlinde ödeme yapılmaması ve çeklere, borçlunun konkordato sürecinde bulunması nedeniyle komiserler onayı bulunmadığından işlem yapılamamıştır yönünde şerh düşülmesi gerektiği bildirilebilir.

Doktrinde, konkordato mühleti verilmesi hakkında yapılan ilân sebebiyle bankaların bundan haberdar olduğu ve mühletten önce borçlu tarafından keşide edilen çeklerin bankaya ibraz edilmesi halinde eğer karşılıksız çıkarsa, çek hakkında karşılıksızdır işlemi yapılmasının zorunlu olduğunu kabul eden görüşler bulunmaktadır.

Ancak, konkordato mühleti süresince ibraz edilen bu çeklerin, bankada karşılığı bulunuyor ise, bu durumda konkordato mühletinden öndeki alacakların ödenmemesi kuralı nedeniyle, çek karşılığı olan paranın ödenmemesi gerektiği kabul edilmektedir. Uygulamada, banka tarafından yanılgıyla ödeme işlemi yapılmasının önüne geçmek amacıyla komiserler tarafından bankalar ayrıca uyarılabilmektedir.

Konuya ilişkin İstinaf (Bölge Adliye Mahkemesi) ve Yargıtay’ın önemli içtihatları bulunmaktadır. Konkordato mühleti verilmesinden önce ileri düzenleme tarihli olarak keşide edilen çeklerin, konkordato kapsamında ödeme planına alınmış olması durumunda, çek bedelinin hesapta bulundurulmasının, mahkemenin bu kararına istinaden ortadan kaldırıldığı için zorunlu olmadığını kabul eden İstinaf (BAM) içtihatları bulunmaktadır. İstinaf Mahkemesi bu yöndeki yaklaşımı ile “hukuka uygunluk” değerlendirmesinde bulunmuştur.

İstinaf Mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmelerine göre, bahse konu olan çek konkordato mühletinin verilmesinden sonra keşide edilmiş ise veya çek konkordato kapsamında bir ödeme planına alınmamış ise bu durumda, söz konusu çek karşılıksız çıkarsa ilgili kişinin ceza sorumluluğunun bulunduğu kabul edilmektedir. Aynı doğrultuda 2011 tarihli Yargıtay içtihadında da, konkordato mühleti içerisindeyken borçlu tarafından çek keşide edilmesine ilişkin engel bir durum olmadığına ve bu şekilde bir çek keşide edilmesi hâlinde ise çek hesabı sahibinin söz konusu çekin karşılığını bulundurması gerektiğine ve nihayetinde çekin karşılığı bulundurulmaz ise cezaî olarak sorumlu kabul edileceğine hükmedilmiştir.

Dolayısıyla İstinaf’ın bu yöndeki kararlarına istinaden, ileri düzenleme tarihli olarak keşide edilen ve konkordato ödeme planı kapsamına alınmayan çeklerin, karşılığı bulunmadığı durumda ilgili kişiler hakkında 5941 sayılı Kanunun 5/1 maddesi uyarınca ceza sorumluluklarının gündeme gelebileceğini söyleyebiliriz.

Doktrin ve yargı içtihatları birlikte ele alındığında, konkordato mühleti verilmesi ve İİK. 297. Madde hükmü uyarınca mahkeme tarafından konkordato komiseri atanması durumunda, tüzel kişilerin yetkili temsilcilerinin, tüzel kişilikteki yönetim ve temsil yetkisinin bu karar ile ortadan kalkmadığı, ancak konkordato yargılamasını gören Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından komiserlerin hangi işlemler hakkında yetkilendirildiğinin belirlenebileceği ve eğer bu şekilde özel bir yetkilendirme yapılmamış ise, konkordato komiser görevinin sadece nezaret etmek olacağı kabul edilmektedir.

Son dönemlerde verilen Yargıtay içtihatlarında, konkordato talebinden önce ileri tarihli olarak çek düzenlenebileceği ve borçlu tarafından bilanço ve konkordato projesinde bulunmasının zorunlu olduğu, eğer sunulmamış olsa dahi yargılama sürecinde komiserler veya alacaklılar tarafından kayıtlara girebileceği ifade edilmektedir. Eğer ileri düzenleme tarihli olarak keşide edilen bu çeklerin borçlu tarafından kötü niyetle konkordato kapsamına alınmadığı tespit edilirse, bu durumun alacaklı tarafından fesih sebebi olarak ileri sürülebileceği görüşlerine yer verilmiştir. Dolayısıyla bu şekilde keşide edilen çekler, konkordato yargılamasında müzakerelere konu edilebilecek bir borç kalemi olarak kabul edilmiştir.

Yargıtay, konkordato kapsamına alınan ve ileri tarihli olarak düzenlenip de karşılığı bulunmayan çekler hakkında bankaların “karşılıksızdır” işlemi yapılabileceğini ve bankaların her çek yaprağı ile yükümlü oldukları ödemeyi yapmak zorunda olduklarına hükmetmektedir.

Ayrıca, konkordato yargılaması devam ederken karşılıksız çıkan çeklerle ilgili olarak ceza davası açılabileceği ancak, konkordato yargılaması yapan mahkemenin karar vermesine kadar CMK 218/1 hükmü gereği bekletici mesele yapılması gerekeceğine karar vermiştir. Konkordato yargılamasını gören mahkeme tarafından eğer “tasdik” kararı verilirse, bu kararda karşılıksız kalan bedelin yeniden belirleneceği ve bu çekin ibraz tarihinden sonra suç konusu oluşturan zorunlu unsurları ihtiva eden bir çek olmaktan çıkması sebebiyle sanıkların cezaî sorumluluklarının bulunmadığı ifadelerine yer verilmektedir. Ancak, konkordatonun reddine karar verilir ise, bu durumda bekletici mesele kararının kaldırılarak ceza yargılamasının devam etmesi gerekeceği kabul edilmiştir.

Anılan durumda, çek hesabı yönetimi konusundaki yetkinin, 5941 sayılı Çek Kanunu ile belirlenen kişilerden alınıp, komiserlere verilmesi konusunda bir kararın bulunup bulunmamasına göre farklı sonuçlar meydana gelecektir.

Çek hesabı yönetimi, kanun gereği belirlenen ilgili kişiden alınarak komiserlere verilmek istenilirse, mahkeme tarafından bu hususun açıkça belirtildiği bir karar verilmesi gerekir. Eğer mahkeme tarafından bu yönde açık bir karar bulunmaz ise, çek hesabı yönetimi konusundaki tüm yetkilerin kanun gereği kabul edilen ilgililere (şirket yöneticilerine) ait olacağı kabul edilir. Dolayısıyla, böyle bir durumda şirket yöneticilerinin 5941 sayılı Çek Kanunu 5. Madde hükmü uyarınca cezaî sorumlulukları devam edecektir.

Yargıtay’ın genel anlamda son yaklaşımlarının bu yönde olduğunu söyleyebiliriz.

Diğer Haberler
Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tamam