Tasdik Edilen Konkordatonun Hüküm ve Sonuçları
Konkordatonun Hüküm ve Sonuçları
Konkordato yargılamasını yürüten Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından, konkordato projesinin başarıya ulaşacağı yönünde oluşan kanaat gereği, konkordatonun tasdikine karar verilecektir. Konkordatonun bağlayıcı hale gelmesi, mahkeme tarafından verilen bu tasdik kararı ile mümkün olur. Bağlayıcılık kural olarak, tasdik kararının verildiği an geçerli olmaya başlayacaktır. Bunun için mahkeme kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekmeyecektir. Ancak, konkordato projesinde, mahkemece verilen bu kararın kesinleşmesi ile konkordatonun bağlayıcı hale geleceği kararlaştırılabilir. Dolayısıyla, daha önce verilen konkordato mühletinin etkileri, kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla, konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam edecektir.
Verilen tasdik kararı neticesinde bağlayıcı hale gelen konkordato hükümlerinin, alacaklılar, takipler, borçlu ve kefiller, rehinli ve finansal kiralama konusu mallar, çekişmeli alacaklar üzerinde bazı etkileri bulunmaktadır.
1) Alacaklılar Üzerinde Etkisi
Mahkeme tarafından verilen tasdik kararı neticesinde bağlayıcı hale gelen konkordato, kural olarak bütün alacaklılar için bağlayıcıdır. Bu bağlayıcılık, konkordato talebinden önceki bütün alacaklıları kapsadığı gibi, mühlet zarfında konkordato komiserinin onayı olmaksızın doğan bütün alacaklıları da kapsamaktadır.
Konkordato mühleti içinde komiserin onayıyla akdedilen borçlar, adi konkordatodaki şartlara tâbi değildir. Bu borçlar kapsamına, kredi kurumları tarafından verilen kredilerde dâhildir. Adi konkordatodaki şartlara tâbi olmayan bu borçlar, mal varlığının terki suretiyle konkordato ya da sonraki bir iflasta masa borcu sayılır. Söz konusu kuralın, karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olduğu kanun gereği kabul edilmektedir.
Tasdik edilmiş konkordato da genel kural bütün alacaklıları bağlayacağı yönünde olduğunu ifade etmiştik. Bu kural dâhiline, konkordatoya ret oyu vermiş veya alacağını konkordatoya yazdırmamış alacaklılar da girmektedir. Konkordatoya alacağını yazdırmamış alacaklılara da tasdik kararında belirtilen şartlara göre ödeme yapılması gerekecektir.
Genel kural bu olmakla birlikte, bu kuralın bazı istisnaları da bulunmaktadır. Bu istisna kapsamına, İİK. 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklar ve kamu alacakları girmektedir.
İstisnalar;
a) İmtiyazlı Alacaklılar: İmtiyazlı alacaklıların kimler olduğu İİK. 206. Madde düzenlemesinin birinci sırasında açıklanmıştır. Buna göre;
Bu kapsamda değerlendirilen alacaklılar için tasdik edilen konkordato hükümleri bağlayıcı değildir.
b) Rehinli Alacaklılar: Rehinli alacaklıların ise, rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları hakkında tasdik edilen konkordato bağlayıcı değildir.
c) Kamu Alacakları: 6183 sayılı kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında da tasdik edilen konkordato bağlayıcı kabul edilmemektedir.
2) Takiplere Etkisi
Konkordato geçici mühlet ve kesin mühletin, mühletten önce başlamış takiplerde konulan hacizler üzerinde herhangi bir düşürücü etkisi bulunmamaktadır. Bu şekilde konulan hacizler üzerinde alacaklının hakları kalmaya devam edecektir. Ancak bu kural, yalnızca mühlet zarfında geçerli olacak ve konkordatonun tasdik edilmesi ile söz konusu hacizler düşecektir.
Konkordato geçici mühleti verilmesinden önce başlatılmış icra takiplerinde konulan hacizlerin düşmesi, konkordatonun bağlayıcı hale gelmesi ile mümkün olmaktadır. Konkordato ise, mahkemenin vereceği tasdik kararı neticesinde bağlayıcı hale gelecektir.
Bu kuralında elbette bazı istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnaları ise yine yukarda sayılan;
a) İmtiyazlı Alacaklılar
b) Rehinli Alacaklılar
c) Kamu Alacakları oluşturmaktadır.
Bu istisna kapsamında yer alan alacaklar hakkında yapılan icra takibindeki hacizler, bu hüküm gereğince düşmeyecektir.
Konkordato mühleti verilmesinin sonuçlarından birisi, mevcut icra takiplerinin devam etmeyip durmasıydı. Geçici mühlet tarihinden bu yana duran takiplerin, konkordatonun tasdik edilmesi kararı ile ne olacağı konusunda doktrinde farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bir görüşe göre, tasdik kararı verilmesiyle, hacizlerle birlikte takiplerin de düşeceği yönünde iken, başka görüşe göre ise yalnızca hacizlerin düşeceği, yani takiplerin düşmeyeceği yönündedir. Kanun düzenlemesinde, tasdik kararı verilmesi neticesinde bağlayıcı hale gelen konkordatonun yalnızca hacizleri düşüreceğine yer verildiğinden, ilk görüş göre ikinci görüşün daha isabetli olacağı söylenebilir.
3) Borçtan Birlikte Sorumlu Olanlara Etkisi
2018 yılında getirilen 7101 sayılı kanun kapsamında getirilen “borçtan birlikte sorumlu olanlar” ifadesi, önceki kanun düzenlemesinde yer alan “müşterek borçlu, borçlunun kefilleri ve borcu tekeffül eden” ifadelerinin yerine kullanılmaktadır.
Mevcut düzenlemeye göre, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı, borçtan birlikte sorumlu olanlara (müşterek borçluya, kefile, borcu tekeffül edene) karşı bütün haklarını muhafaza eder. Bir başka anlatımla, konkordatoya onay vermemiş alacaklılar, borçtan birlikte sorumlu olan kişilere karşı, sanki konkordato yapılamamış gibi alacaklarını isteyebilme imkânına sahip olabilecektir. Bahsedilen bu durum, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklılara açısından geçerli olacaktır.
Konkordatoya muvafakat eden alacaklılar için ise, yukarıda anılan durum geçerli olmasa da bu kişiler haklarını, borçtan birlikte sorumlu olan kişilere, ödeme karşılığında devretmeyi teklif edebilir. Ancak bu durumun gerçekleşebilmesi için, borçtan birlikte sorumlu olan kişilere toplantıların günü ile yerini en az 10 gün önceden haber vermesi şartı aranmaktadır.
Bu durumlar dışında kanun, alacaklıya, borçtan birlikte sorumlu olan kişilere konkordato müzakerelerine katılma yetkisi verebileceğine de yer vermiştir. Üstelik bu durumda alacaklının müracaat hakkında herhangi bir kayıp da söz konusu olmayacaktır. Alacaklı tarafından verilecek bu yetkiye istinaden, borçtan birlikte sorumlu olan kişilerin kararlarını kabul edeceği taahhüdünde bulunabilecektir.
4) Konkordato Haricinde Yapılan Vaatler
Borçlu tarafından, alacaklılarından birine konkordato projesinin dışında fazla vaatlerde bulunması kanun gereği yasaklanmıştır. Bu düzenlemeye göre borçlu, alacaklılarından herhangi birine veya bir kaçına, projedeki miktardan daha fazla ödeme veya projede öngörülen sürelere göre daha erken ödeme yapacağının vaadinde bulunamaz. Bu uygulamanın amacı, konkordatodaki alacaklıların tamamına eşit davranılması ve alacakların konkordatoda belirlenen koşullara göre tahsil edilmesinin sağlanmasıdır.
Yukarıda da bahsedildiği üzere, konkordato komiseri onayıyla doğan borçlar adî konkordato şartlarına tâbi değildir. Dolayısıyla, konkordato mühleti zarfında komiser onayıyla akdedilen sözleşmeler, konkordatodaki alacaklardan bağımsız olacağından, anılan hüküm bu kişiler için geçerli olmadığı gibi bu alacaklılar, alacaklarını vadesinde ve tam olarak talep edebileceklerdir.
Mevcut düzenleme, konkordato projesine aykırı olarak borçlu tarafından yapılacak her türlü vaatlerin hükümsüz sayılacağı yönündedir. Örnek vermek gerekirse, bu vaat malvarlığın gizlice başkasına aktarılması şeklinde olabileceği gibi borçlunun alacaklılardan birine karşılıksız hizmet etmeyi taahhüt etmesi şeklinde de olabilir. Bu tarz vaatlerin tamamı hükümsüz kabul edilecektir. Ancak doktrinde, söz konusu vaatler eğer borçlunun malvarlığına doğrudan veya dolaylı olarak etki etmiyorsa, yapılan vaadin geçerli olabileceği ifade edilmektedir.
Bu kurala uyulmamasının yaptırımı, söz konusu vaadin hükümsüz kabul edileceği sonucu doğurmasıdır. Bu tarz geçersiz vaatler ise, Türk Borçlar Kanunu nezdinde de hükümsüz kabul edilmektedir. Doktrin, bu şekilde verilen vaat gereğince bir ödeme yapılmışsa, sebepsiz zenginleşme hükümlerinden yararlanılabileceği görüşüne yer verse de, Türk Borçlar Kanunu 81. Maddesi uyarınca, hukuka veya ahlâka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeyin geri istenmesinin söz konusu olamayacağı da göz önünde bulundurulmalıdır.
Anılan kurala aykırı davranılarak hususi menfaat temin etme veya vaatte bulunulmanın ayrıca cezaî yaptırımı da bulunmaktadır. Bu şekilde menfaat temin eden veya vaatte bulunan borçlu hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Bu yöntemle menfaat sağlayan alacaklı da aynı cezaya mahkûm edilecektir.
5) Rehinli ve Finansal Kiralama Konusu Mallar Üzerindeki Etkisi
a) Rehinli Mallar
Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından konkordatonun tasdik edilmesine karar verilmesi halinde, alacakları rehinle güvence altına alınan alacaklılar, rehinli malı muhafaza altına alabilir ve satışlarını gerçekleştirebilir. Ancak, kanun borçluya, rehinli malların muhafaza altına alınmasını ve satışının ertelenmesini mahkemeden talep etme hakkı tanımıştır. Buna göre mahkeme, borçlunun talebi üzerine tasdik kararıyla rehinli malın muhafaza altına alınmasın ve satışının 1 yılı geçmemek üzere ertelenmesine karar verebilir. Erteleme süresinde üst sınır 1 yıl olarak belirlendiği için mahkeme 1 yıldan daha az süreyle de erteleme kararı verebilir.
Kanun gereği söz konusu rehinli malların muhafaza altına alınması ve satışının ertelenmesi konusunda bazı şartlar öngörülmüştür. Bu şartlar;
- Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
- Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
- Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Mahkeme tarafından, rehinli malların muhafazasının ve paraya çevrilmesinin ertelenmesine karar verilmesi halinde, satış isteme süreleri de işlemeyecektir.
Kanunda belirtilen rehin mal ifadesinde, daha önceki düzenlemenin aksine söz konusu malların taşınır veya taşınmaz olarak ayrımları yapılmadığı için, söz konusu hüküm taşınır ve taşınmaz malların tamamını kapsamaktadır.
b) Finansal Kiralama Konusu Mallar
Tıpkı rehinli mallarda olduğu gibi konkordato tasdik kararı verildikten sonra finansal kiralama konusu malların iade edilmesi istenebilir. Ancak, kanun burada da önceki düzenlemenin aksine, borçluya erteleme talep edebilme imkânı tanımaktadır. Buna göre borçlunun talebi üzerine mahkeme, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iade edilmesini 1 yılı geçmemek üzere erteleyebilir.
Finansal kiralama konusu malların iade edilmesinin ertelenebilmesi için de aşağıdaki koşulların sağlanması gerekir;
- Borçlu, finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını üstlenmiş olmalıdır.
- Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
- Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır.
- Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır.
- Borçlu finansal kirala konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Mahkeme, erteleme değerlendirmesi yapmadan önce rehinli alacaklıların veya finansal kiralama alacaklılarının yazılı görüşlerini istemek durumundadır. Bunun için mahkeme, konkordatonun tasdik duruşmasından önce yazılı görüşlerini sunmaları için bu alacaklılara davet gönderir. Ayrıca bu alacaklılar, tasdik duruşmasına da çağrılmak zorundadır.
c) Erteleme Kararının Sona Ermesi
Rehinli malın muhafazası ve satışının veya finansal kiralama konusu malın iadesinin ertelemesi mahkeme kararıyla kaldırılabileceği gibi bazı durumlarda da kendiliğinden kalkar.
Borçlunun, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devretmesi, iflas etmesi veya ölmesi durumunda, mahkeme tarafından verilen erteleme kararı kendiliğinden hükümsüz hale gelecektir.
Ayrıca mahkemenin, ilgili alacaklının talebi ve gerekli koşulların sağlanması halinde, erteleme kararını kaldırması mümkündür. İlgili alacaklının talebi üzerine erteleme kararının kaldırılması konusunda değerlendirme yapacak mahkeme, borçluyu da davet edecek ve aşağıdaki koşulların oluşup oluşmadığına bakarak karar verecektir.
- Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse,
- Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hale gelmişse,
Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa,
Erteleme kararı mahkeme tarafından kaldırılacaktır. Bu koşulların ispatı açısından da yaklaşık ispat yeterli görülmektedir.
6) Çekişmeli Alacaklar Hakkında Dava Üzerindeki Etkisi
Konkordato müessesesinde bir alacağı çekişmeli hale getirme yetkisi, iflas müessesesinin aksine, borçluya aittir. Borçlu, bildirilen alacaklara itiraz ederek, söz konusu alacağı çekişmeli hale getirebilir. Alacağı çekişmeli hale getirilen alacaklılara kanun koyucu tarafından dava hakkı tanınmıştır. Buna göre, alacakları itiraza uğramış alacaklılar, mahkemenin vereceği konkordato tasdik kararının ilânından itibaren 1 ay içinde dava açma hakkına sahiptir.
Davayı açma hakkı, alacağı tamamen veya kısmen itiraza uğramış alacaklılara tanınmıştır. Bunun yanında, konkordato mühleti içinde komiser onayıyla yapılan işlemler neticesinde alacaklı olan kişilerin de bu davayı açabilecekleri kabul edilmektedir. Ancak bunun için tasdik yargılamasında alacakların mahkeme tarafından kabul edilmemiş olması gerekmektedir.
Konkordato projesi kapsamında bir çekişmeli alacak var ise, mahkeme tarafından çekişmeli alacaklara isabet eden payın borçlu tarafından bankaya yatırılmasına karar verilebilir. Bu kararı tasdik kararı ile birlikte verecektir. Borçlunun, bu kararın kesinleşmesine kadar ilgili payı mahkeme tarafından belirlenen bankaya yatırması gerekir. Eğer alacağı çekişmeli konumda olan alacaklılar, kanunda belirlenen süre içinde dava açmaz ise, borçlunun bankaya yatırdığı payın kendilerine ödenmesini talep edemezler. Bu durumda, bankaya yatırılmış olan pay, borçluya iade edilecektir.
Alacağını süresi içinde yazdırmamış alacaklılar açısından da konkordato tasdik kararı bağlayıcıdır. Bu alacaklıların da borçlu tarafından reddedilerek çekişmeli hale getirilen alacakları hakkında dava açma imkânı bulunmaktadır. Ancak, buradaki dava açma süresinin 1 ay süreyle sınırlı olmadığı kabul edilmektedir. Yani tasdik kararının ilân edilmesini takiben 1 ay süre geçtikten sonra bu alacaklılar tarafından dava açılır ve alacaklı lehine sonuçlanırsa, borçlunun bu alacaklılara da konkordatoya göre ödeme yapması gerekecektir. Alacağını yazdırmamış bu alacaklılar isterse mahkemeden doğrudan konkordatonun kendisi bakımından feshedilmesini de talep edebilir.
Süresi içinde dava açmayan kişilerin, alacakları üzerindeki hakları maddî hukuk bakımından sona ermemektedir. Söz konusu alacak hakkı, sadece tasdik edilen konkordato açısından sona ermektedir.
- Konkordato Başvuru Masrafları
- Konkordatonun Kefalet Sözleşmesine Etkileri
- Konkordato Mühleti İçinde Karar Verilmesi Gerektiği Hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
- Konkordato Mühleti İçinde Elektrik Kesintisi Yapılamayacağı
- Konkordato Tasdik Duruşmasının Kesin Mühletin Tamamlanmasından Sonraki Bir Tarihe Bırakılması - Yargıtay Kararı
- Konkordato Çekişmeli Alacak Davası Zorunlu Arabuluculuk Şartı
- Konkordato Kanun Yolu Nedenleri – İstinaf Kararı
- İcra ve İflâs Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7327 Sayılı Kanun
- Konkordato Takas Mahsup Yasağı Ve Teminat Senetlerinin Durumu
- Konkordato Mühletinde İşçilik Alacağının Durumu