Konkordato Başvurusu
Konkordato Talebi
Konkordato talebi, mahkemeye verilecek dilekçe ile yapılır. Dilekçede davalı taraf gösterilmesine gerek bulunmadığından tek nüsha halinde düzenlenip mahkemeye verilmesi yeterlidir.
Doktrinde başvurunun sözlü olarak yapılabileceği ve bunun zapta geçirilebileceği ifade edilse de uygulamada bunu gerçekleştirmenin imkânı oldukça zordur. Bu sebeple yazılı, detaylı ve somut gerekçeli bir dilekçe hazırlanması önem arz etmektedir.
Borçlu, talebinde gerekçelerini somut olarak açıklaması gerekir. İşletmenin kuruluşundan, mevcut duruma kadar geçen süredeki faaliyetlerini ve sonuçları özetleyen durumunu açıklamalıdır.
Konkordato yapılış yöntemine göre kendi içinde 3 farklı gruba ayrılmaktadır;
1- Tenzilat Konkordatosu
2- Vade Konkordatosu
3- Karma Konkordato
Tenzilat Konkordatosu; Alacaklıların, alacaklarından belli bir miktar feragat etmeleri hâlinde uygulanan konkordato biçimidir.
Vade Konkordatosu; Borçların tamamının ödeneceği kabul edilir. Ancak, borçların vadeleri tekrar düzenlenerek daha sonraki bir tarihe ertelemesi yapılabileceği gibi taksitlendirme yöntemine de başvurulabilir. Bu yöntem vade konkordatosu olarak anılmaktadır.
Karma Konkordato: Tenzilat ve Vade Konkordato şekillerinin bir arada bulunmasıdır. Yani, alacaklılar alacaklarının bir kısmından feragat edip, aynı zamanda vade düzenlemesi ya da taksitlendirme yöntemine başvurulabilir.
Borçlu, projede belli bir konkordato türünü seçtikten sonra, konkordato sürecinde başka bir konkordato türü teklifinde bulunabilir. Bu durumda konkordato komiserinin (ilan yapması için) ve alacaklıların haberdar edilmesi gerekir.
Konkordatoya Başvurabilecek Kişiler
Konkordatoya başvurabilecek kişiler konusunda bir sınırlama bulunmayıp, bu yola başvurmayı gerektirecek sebeplerin bulunması halinde tüzel veya gerçek kişiler kendileri hakkında konkordato talep edebilecektir. Bu kişilerin iflasa tâbi olup olmamasının da bir önemi bulunmamaktadır. Yani, konkordatoya şirket tüzel kişiliklerinin yanında, iflasa tâbi olmayan kişilerin de başvurabilmesi mümkündür.
Konkordato talebinde bulunabilecek kişi yalnızca borçlunun kendisi değil, borçlunun alacaklıları da olabilir. Kanunda, iflas talebinde bulunabilecek her alacaklının, gerekçeli bir dilekçe ile borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebileceği belirtilmektedir. İlgili madde lafzından anlaşılacağı üzere, iflas talebinde bulunamayacak alacaklıların, borçlu hakkında konkordato talebinde bulunabilmesi mümkün gözükmemektedir.
İflasa tâbi olmayan kişilerin, konkordatoya başvurması karşısında, işleyecek süreç başarısızlıkla sonuçlanır ise, söz konusu kişiler hakkında iflas kararı verilemeyecektir. Zira bu yönde bir karar tesis edilebilmesi için kişinin iflasa tâbi olması aranmaktadır. Bu sayede borçlu, adeta bir cezaî düzenleme olarak algılanabilecek şekilde iflas endişesi yaşamadan konkordato başvurusunda bulunabilecektir.
Eğer borçlu vesayet altında bulunan bir kişi ise, vasinin konkordatoya başvurabilmesi mümkün olmakla, öncelikle vesayet makamından, konkordato başvurusu konusunda muvafakat alması gerekmektedir.
► Borçlu vekilinin (avukatın) konkordato başvurusunda bulunabilmesi için, noterlikçe çıkarılacak vekaletnamede özel olarak konkordato talep edebileceği düzenlemesine yer verilmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi gereğince, vekaletnamede özel olarak bu düzenleme bulunmaz ise, vekilin konkordato talebinde bulunması mümkün değildir. Dolayısıyla Noterler tarafından hazırlanan genel avukat dava vekaletnameleri, bu hususu içermediğinden yeterli değildir.
Konkordatoya talebinde bulunmak isteyen eğer bir Adi Şirket ise, bu şirketin tüzel kişiliği bulunmadığından, söz konusu adi şirket hakkında konkordatoya başvurulabilmesi mümkün değildir. Ancak şirket ortaklarının, kendileri hakkında konkordato başvurusunda bulunmasında hiçbir engel bulunmamaktadır.
Konkordatoya Başvurulabilen Haller
Konkordato başvurulması için aranan koşul, borçlunun borcunu ödeyememesi, yani aciz hali durumunda bulunmasıdır. Kanun lafzıyla; borçlunun, borcunu vadesi geldiği halde veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunması halinde konkordato talep edebileceği ifade edilmiştir.
Konkordato talep edecek borçlunun, borcunun hangi sebepten kaynaklanmış olması önem arz etmemektedir. Özel hukuktan veya kamu hukukundan kaynaklanmış bir borç olup olmaması arasında bir fark yoktur. Borçlu her türlü sözleşmeden kaynaklı borcu dolayısıyla, ödeyememe durumuna düşmesi karşısında konkordato hükümlerinden faydalanma yoluna gidebilir.
Borçlu, konkordato talebi ile dosyaya sunmuş olduğu finansal tablolar ve ara bilançolarında, borca batık olma durumunu ispatlamak mecburiyeti altında olmayıp, yalnızca ara bilançoda borçların ödenmesinde olumsuzluklar yaşandığı ve mevcut gidişatta ekonomik durumunun daha da bozulacağı yönünde bir tespit yapılmış olması başvuru açısından yeterlidir.
Konkordato Türünün Belirlenmesi
Borçlu hakkında konkordatonun türleri arasında sayılan tenzilat, vade, karma veya malvarlığın terki suretiyle konkordato türlerinden birini belirleyerek, bir ön proje oluşturulur. Ancak oluşturulan bu ön projenin, kesin mahiyette olmaması sebebiyle, konkordatonun geçici mühlet ile kesin mühlet zarfında tekrar ele alınıp değiştirilmesi mümkündür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 286. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde yer alan düzenlemede, konkordato başvuru talebinde eklenebilecek belgeleri içeren bir ön proje hazırlanarak mahkemeye sunulması gerektiği belirtilmiştir.
Ön projede belirtilen hususların, konkordato geçici ve kesin mühlet aralığında değiştirilmesinin mümkün olabileceği, 7001 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun gerekçesinde de ifade edilmiştir. İlgili madde gerekçesine göre; “Maddenin birinci fıkrasının (a) bendi konkordato projesinin (teklifinin) asgari olarak içermesi gereken hususlara ilişkindir. Bu bir ön projedir; geçici mühlet ve kesin mühlet zarfında değiştirilerek netleştirilebilecek ve böylece alacaklılar toplantısına başlangıçtaki ön projeden farklı bir konkordato projesi sunulabilecektir.” denilmek suretiyle bu hususun mümkün olabileceğinin altı çizilmiştir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Konkordato başvurusunda, önceki düzenlemelerde İcra Mahkemeleri ilk aşamada görevli iken, yeni düzenlemede zaman kaybının önüne geçilmesi amaçlanarak, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Yetkili mahkemenin belirlenmesi konusunda ise, borçlunun iflasa tabi olup olmama konusunda bir ayrım bulunmaktadır. Buna göre; İflasa tabi borçlular için yetkili mahkeme, muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. İflasa tâbi olmayan borçlular için ise, borçlunun yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Burada bahsedilen mahkemenin yetkisi kamu düzenine ilişkin olduğundan, başvuru yapıldıktan sonra mahkeme, yetkili olup olmadığını re’sen inceleyebilecektir. Başvuru yapıldıktan sonra, borçlunun muamele merkezinde değişiklik yapılması durumunda ise, başvurunun yapıldığı, önceki muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olmaya devam edecektir.
- Konkordato Başvuru Masrafları
- Konkordatonun Kefalet Sözleşmesine Etkileri
- Konkordato Mühleti İçinde Karar Verilmesi Gerektiği Hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
- Konkordato Mühleti İçinde Elektrik Kesintisi Yapılamayacağı
- Konkordato Tasdik Duruşmasının Kesin Mühletin Tamamlanmasından Sonraki Bir Tarihe Bırakılması - Yargıtay Kararı
- Konkordato Çekişmeli Alacak Davası Zorunlu Arabuluculuk Şartı
- Konkordato Kanun Yolu Nedenleri – İstinaf Kararı
- İcra ve İflâs Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7327 Sayılı Kanun
- Konkordato Takas Mahsup Yasağı Ve Teminat Senetlerinin Durumu
- Konkordato Mühletinde İşçilik Alacağının Durumu